Muzun Başkenti: Anamur
Anamur adı; antik dilde yel değirmeni anlamındaki Anemourion sözcüğünden türemiş ve rüzgarlı burun anlamına geliyor. Nedeni de antik Anemurium kentinin, Anamur burnuna çok yakın ve sürekli rüzgar alan bir noktada kurulmuş olması. Tarihi antik çağlara kadar uzanan Anamur’da; Kizuvatlılar, Hititler, Asurlular ve Persler hüküm sürmüş. MÖ 333’teyse Büyük İskender, Anamur’u Makedonya Krallığı’na bağlamış ve o andan sonra kentin adı Anemurium olarak anılmaya başlanmış. Sonradan Roma ve Bizans hakimiyetine geçen Anamur, nihayetinde, önce Selçukluların, sonra Karamanoğlu Beyliği’nin ve Osmanlı’nın yönetimine geçmiş.
Muzun başkenti olarak bilinen ama aynı zamanda, Türkiye’nin çilek ihtiyacının %40’ını da karşılayan Anamur’da, Türkiye’nin en güney noktalarından birisinde olduğu için tropik iklimin etkileri görülüyor. Bu yüzden, sonbahar aylarında dahi yazın keyfini çıkartabileceğiniz Anamur’da; genelde sahilde konumlanmış olan ve 5 yıldızlı otellerden, butik otellere kadar farklı olanaklara sahip Mersin Anamur otellerinde konaklayabilirsiniz. Mersin Anamur otel fiyatları; sundukları konfora göre farklılıklar göstermekle beraber, her bütçeye uygun ekonomik seçeneklere de sahiptir.
Anamur’da Nereye Gidilir, Ne Yapılır, Ne Yenir?
Anamur için Lokman Hekim; “Bu topraklara kan damlasa can biter.” demiş. Evliya Çelebi de, “Anamur’da bastonunu toprağa vursan yeşerir.” diyerek Anamur’un bereketli topraklarına vurgu yapmadan edememiş.
Başta muz olmak üzere; yer fıstığı, narenciye ve çileği ile ünlü Anamur, Türkiye’nin el değmemiş en uzun kıyı şeridine de sahip. Yüzünüzü Akdeniz’e döndüğünüzde, Kıbrıs’ın dağlarını dahi görebileceğiniz Anamur’u gezmeye; Helenistik, Roma ve Bizans dönemine ait eserlerin sergilendiği Anamur Müzesi’nden başlayabilirsiniz. Bozyazı’daki kazıda bulunan kabartma motifli altın diadem; Anamur Nekropolü’nde bulunan 36 parça ajurlu Bizans yapısı altın objeler; bronz Athena heykeli ve kantar ağırlığı, müzenin nadide eserleri arasında yer alıyor. Ardından da; Anamur’un 6 km güneydoğusunda yer alan ve MS 4. yy’da Romalılar tarafından yapılmış, Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından bugünkü haline getirilmiş Mamure Kalesi’ni de mutlaka görmelisiniz. Adeta bir kervansaray görünümdeki kale; surları, kuleleri ve mazgalları ile oldukça iyi korunmuştur.
Karamanoğulları döneminde yapılan Akcami; daha sonra yapılan yivli minaresi ile ilgi çekicidir. Yapıda, köşelerde ve yan duvarlar üzerinde sağır sivri kemerli açıklıklarda, duvarlar içine gömülmüş yuvarlak iç dolgu ile geleneksel Türk mimarisinde pek rastlanmayan tarzda kubbeye geçiş sağlanmıştır.
Anamur’un bir başka tarihi zenginliği ise, 14. yy’da Karamanoğlu döneminde yapılmış, bir mimarlık harikası olan Ala Köprü’dür. Ana kemerin yapısı, çok önemli bir işçilik ve sağlam traverten malzemeyle yapılmış olan Ala Köprü, Anamur Ermenek karayolunun 13. kilometresinde, Dragon Çayı üzerinde yer alıyor.
Dünyanın ikinci büyük mağarası olan ve Anamur’un 46 km kuzeyinde yer alan, 1880 metre yükseklikteki Çukurpınar Mağarası; Alanya karayolunun 22. Kilometresinde bulunan ve 14. yy’a tarihlenen Tol Kervansarayı; bölgenin en eski yerleşimlerinden olan Titiopolis Antik Kenti; Anadolu’nun en güney noktasındaki Anamur Burnu’nda MÖ 4. Yy’da kurulmuş Anamurium Antik Kenti; 2000 yıllık bir geçmişe sahip olan ve Huzur, Şifa ve Dilek adlı üç bölümden oluşan Köşekbükü Mağarası, Anamur’a gelmişken mutlaka ziyaret etmeniz gereken yerler. Ayrıca; Doğu Akdeniz’in en önemli antik kenti kabul edilen Uzuncaburç’ta bulunan Zeus Tapınağı’nın, sanat tarihi açısından oldukça önemli bir yere sahip olduğunu da hatırlatalım.
Tabii, Anamur’un en önemli simgelerinden Caretta Carettalar’ı da unutmayalım. Anamur’un denize girilebilecek en güzel noktası olan Anamur Plajı, aynı zamanda bu kaplumbağaların da üreme alanı. Geniş olduğu kadar temizliği ile de ön plana çıkan bu kumsalda, şanslıysanız Caretta Carettalar’la beraber yüzme fırsatını da yakalayabilirsiniz. Ayrıca; Kaş, Abanoz ve Akpınar Yaylaları’nda kamp yapabilir; Dragon Çayı üzerindeki Dibek mevkiinde buz gibi suya girebilir ve balık tutabilirsiniz.
Anamur, muzuyla ünlüdür demiştik. Ancak Anamur’da, ananas, mango, avokado ve pepino gibi tropikal meyveleri de tadabileceğinizi unutmayın.
Anamur’un yöresel yemekleri ise genelde sebze ağırlıklıdır. Anamur mutfağı; Yörük lezzetleriyle beraber, Kıbrıs ve Adana mutfağından da oldukça etkilenmiş. En yaygın bilinen lezzetleri; yöre kadınlarının çayla birlikte tükettikleri Batırık ve Kısır; yörede Gölevez olarak adlandırılan etli bir yemek; Bişi, Bakla Yoğurtlama, Kabak Kavurması, Gölevezli Kuru Fasulye, Kulak Çorbası, Maş Çorbası, Dövme Pilav ve tatlı olarak da Palize, Samsıra, Karsambaç ve Cevizli Baklava’dır.
Yapmadan Dönmeyin
Anamur’un el değmemiş doğasında uzun yürüyüşler yapın. Dragon Çayı’nda buz gibi suya girin ve lezzetli balıklarından da tatmayı unutmayın.
- Geniş kumsalı ve tertemiz deniziyle ünlü Anamur Plajı’nda, Caretta Carettalar’la beraber yüzün.
- Çağlar boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış Anamur’un tarihi zenginliklerini ve bölgeden çıkarılan eserlerin sergilendiği Anamur Müzesi’ni mutlaka ziyaret edin.
- Dünyanın ikinci büyük mağarası olan Çukurpınar ve 2000 yıllık Köşekbükü Mağaraları’nı görmeden dönmeyin.
- Anamur’un yaylalarında kamp hayatını deneyimleyin.
- Anamur’un, başta muz ve çilek olmak üzere, tropikal meyvelerini mutlaka tadın. Ayrıca, zengin yöre mutfağını da denemeden Anamur’dan ayrılmayın.
ShowMore