TARİHİN BAŞKENTİ: ÇORUM
Tarihi 7000 yıl öncesine uzanan, tarihin ilk yazılı anlaşması Kadeş’in kil tabletten bir kopyasının bulunduğu, tarihin en önemli medeniyetlerinden olan Hititler’in başkenti Hattuşa’ya ve dört faklı tarihi dönemin kültür ve sanat merkezi olan Alacahöyük’e, döneminin en büyük ve kutsal yeri olan Yazılıkaya Tapınağı’na ev sahipliği yapan Çorum, tarihin başkenti unvanını fazlasıyla hak etmektedir.
İç Anadolu’nun Karadeniz’e açılan kapısı olarak niteleyebileceğimiz Çorum, tarihin daha yazılmaya başlamadığı dönemlerde önemli medeniyetlerin de başkentliğini de yapmış.
Tabii sadece tarihi zenginliğiyle değil, zengin bitki ve hayvan türlerini barındıran yaylaları, ovaları ve doğal güzellikleri de görülmeye değer olan Çorum’da, 3 yıldızdan 5 yıldıza kadar farklı seçenekleriyle Çorum Merkez Otellerinde konaklayabileceğiniz gibi, Boğazkale, Sungurlu ve Osmancık gibi ilçelerde bulunan Çorum otellerinde de kalabilirsiniz. Çorum otel fiyatları, tarihin başkentini görmek isteyen her misafiri için uygun bütçe seçenekleri sunmaktadır.
ÇORUM’DA NE YAPILIR
Hani şöyle listeler vardır; ölmeden önce görülmesi gereken yerler, ölmeden önce yapılması gereken şeyler gibi... Bu listelere Çorum’u da dahil etmek hiç de abartılı bir hareket olmaz.
Aksine Çorum, dünya tarihini değiştiren önemli arkeolojik bulguların çıkartıldığı ve dünya çapındaki üniversitelerde derslerde dahi okutulan bir bölge olması nedeniyle, sadece bu özelliği yüzünden dahi mutlaka görülmesi gereken bir yer.
Evliya Çelebi, Seyahatnamesi’nde Çorum’un havasının astım hastalarına iyi geldiğini yazar. Dağlarla çevrili olduğu için de adının Çevrim olduğunu ve sonradan Çorum’a dönüştüğünü söyler. Çorum isminin, Oğuzlardan Alanyunt Kabilesi’ne ait olduğu da söylenir. Bizanslılar da şehre yapılan saldırılar nedeniyle “Cürümlü” demişler ve zamanlar “Çorumlu”ya dönüşmüş. Tabii rivayetler muhtelif.
Ama kesin bir gerçek var ki Çorum, sadece Türkiye’nin değil dünyanın da görülmesi gereken özel yerlerinden. Nereden başlayacağınız ise size kalmış. İsterseniz, Dünya Kültür Mirası Listesi’nde bulunan Boğazköy-Hattuşa kalıntılarını görebilir ya da buradan çıkarılan ve bugün Çorum Müzesi’nde bulunan, UNESCO’nun Dünya Hafızası Listesi’nde kendine yer edinmiş çivi yazılı tablet arşivlerini inceleyebilirsiniz. İsterseniz; Hattuşa’da, yüksek kayaların içinde gizlenmiş olan ve bölgenin en etkileyici, en büyük ve en kutsal yeri sayılan Yazılıkaya Tapınağı’nı gezebilirsiniz. Tapınaktaki kayaların üzerindeki kabartmalara dikkat etmenizi öneririz.
Belki de önce; MÖ 4000’lerden, Kalkolitik Çağ’dan başlayarak, Eski Tunç Çağı, Hitit ve Frig dönemlerinde kültür ve sanatın merkezi sayılan Alacahöyük’ü görmek istersiniz.
Alacahöyük; tapınakları, büyük binaları, bir zamanlar içinden akan yaşamı soluyabileceğiniz sokakları, su kanalları, tünelleri, anıtsal kapıları, bronz ve kilden yapılmış heykelleriyle, sanki bin yıllar öncesinde dolaşıyormuş hissini yaşayacağınız destansı bir yer.
İsterseniz de Tadupeha’nın kraliyet ailesinin bir dönem yaşadığı Ortaköy’ü; içinde medresesi, mezarları, mutfağı, misafirhanesi, çeşme ve havuzu bulunan ve tarihi 13. Yy’a kadar uzanan Hüseyin Gazi Külliyesi’ni; üst kısımlarında Bizans ve Frig uygarlıklarının, alt kısımlarında ise Selçuklu izlerine rastlayabileceğiniz Kalehisar Kalesi’ni ya da MÖ 2000’lere ait kalıntılara ev sahipliği yapan ve aynı zamanda çeşitli bitki ve hayvan türlerini barındıran İncesu Kanyonu’nu gezebilir, bütün bu bölgelerden çıkartılan arkeolojik buluntuları görebileceğiniz Çorum Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz.
Ayrıca, tarihin başkenti dediğimiz Çorum, köklü ve zengin kültüründen beslenen geleneksel bir mutfağa da sahiptir. 16 saat boyunca bakır kazanlarda pişirilen İskilip Dolması, asma yapraklarıyla pişirilen Yırtma Çorbası, narla tatlandırılan kuzu budu yemeği Zalpa, Sırık Kebabı, Hingal Mantısı ve Söbelik Dolması’ndan, leblebi tozuyla hazırlanan Teltel tatlısına kadar yüzlerce çeşidiyle adeta bir bayram yeridir Çorum mutfağı.
Tabii Çorum derken, dünyada tescilli ilk leblebi olan Çorum leblebisinden de bahsetmemek olmaz. Çorum leblebisinin bu kadar ünlü olmasının nedeni, nohuttan leblebi olmaya kadar geçen 15 günlük terbiye sürecidir. Bu özel leblebiyi deneyeceğinize eminiz. Ayrıca söylemek isteriz ki marketlerden satın aldığınız Osmancık ve Kargı pirinci de bu bölgede yetişmektedir.
Eğer hediyelik eşya almak isterseniz; bölgeye özgü el sanatlarının zirvesi bakır eşyaları, İskilip ağaç oymalarını, Kargı Bezi, el oyması bastonlar, sepetler ve el örgüleri alabilirsiniz.
Son olarak, Google’a girip baktığınızda, dünyanın kütle çekim merkezi olarak Çorum’u işaretlediğini görürseniz şaşırmayın. Tarihin başkentine, dünyanın merkezi olmak da pek yakışır doğrusu.
YAPMADAN GİTMEYİN
- Bulunan arkeolojik eserlerle dünyanın tarihini değiştiren Alacahöyük, Yazılıkaya ve Hattuşa’yı mutlaka görün. Bütün bu bölgelerden çıkartılan eserleri toplu halde görmek için Çorum Müzesi’ni ziyaret edin.
- Kızılırmak Havası’nda yapılan Hitit ve gastronomi turlarına mutlaka katılın.
- Başta Kargı, Abdullah, Bayat Kunduzlu ve Kuşçaçimeni Yaylaları olmak üzere Çorum’un doğal güzelliklerini keşfedin. Karayanık ya da Kızılcaoluk Şelaleleri’nde huzur dolu bir mola vermeyi unutmayın.
- Binlerce yıllık bir kültür birikiminin eseri olan zengin Çorum mutfağını sakın ola es geçmeyin.
- Osmancık’ın ormanlarında Jeep safarilerine katılın.
- Çorum’un el işlerini, oymalarını, sepetlerini ve Çorum leblebisini almadan dönmeyin.
ShowMore