TÜRKİYE’NİN TAM ORTASI: YOZGAT
İnanmazsanız ölçüp biçebilirsiniz; Yozgat, Türkiye’nin tam ortasındadır. Ayrıca, tarih boyunca düşmanın uğramadığı tek şehir olduğu için ne bir kalesi ne de kurtuluş günü vardır. Yetmediyse; Atatürk’ün Ankara’dan önce Yozgat’ı başkent olarak düşündüğünü; Anadolu’da ilk futbol takımının Yozgat Mekteb-i Sultani Futbol Takımı adıyla Yozgat’ta kurulduğunu; ilk evlilik sözleşmesinin Yozgat’ta yapıldığını ve Yozgat Çamlığı’nın Türkiye’nin ilk milli parkı olduğunu da ekleyelim. İlk özel gazeteyi ve ilk posta pulunu çıkaran Agah Efendi ve bugün dünyanın pek çok yerinden turist çeken, şehri ikiye bölen Berlin Duvarı’nın ortasında bulduğu araziye diktiği gecekonduyla dünyanın konuştuğu Osman Kalın da Yozgatlıdır.
İlklerin şehri olan Yozgat’ta; termal havuzları, saunaları, yöresel lezzetleri de tadabileceğiniz restoranlarıyla her türlü konfora sahip Yozgat merkez otellerinde konaklayabilirsiniz. Yozgat otelleri gezilecek noktalar yakın konumlarıyla, ister şahsi aracınızla isterseniz de Yozgat’ta oldukça yaygın olan bisiklet terminal noktalarından bisiklet kiralayarak şehri keşfedebilirsiniz. Yozgat otel fiyatları, her bütçeye ve zevke uygun ekonomik seçenekler sunmaktadır.
YOZGAT’TA NEREYE GİDİLİR, NE YAPILIR, NE YENİR
Zamanında, Oğuzların Bozok koluna mensup Türkmenlerin hüküm sürdüğü ve bu yüzden Bozok olarak adlandırılan, 1927’de Atatürk’ün emriyle Yozgat adını alan, Türkiye’nin tam ortasında bulunan şehirdeki gezinize, şehir merkezindeki asırlık Yozgat Saat Kulesi’nden başlayabilirsiniz. Zemin kat ve çanların bulunduğu bölümlerle birlikte yedi kattır. Her saat başında çalan çanlar, Yozgat’ın her yerinden duyulmaktadır.
Şehir merkezinden ayrılmadan; pek çok arkeolojik ve etnik eserin sergilendiği Yozgat Müzesi’ni; 19. Yy’ın önemli sivil mimari eserlerinden sayılan, içerisinde Prehistorik dönemden Bizans dönemine kadar pek çok arkeolojik eserin sergilendiği Karslıoğlu Konağı’nı ziyaret edebilirsiniz.
Yavuz Sultan Selim’in 1516 Mısır seferi sırasında yapılan Karabıyık Köprüsü, yüzyıllara meydan okuyarak ayakta kalan ve mutlaka görmeniz gereken önemli bir Osmanlı dönemi yapısıdır.
Nohutlu Tepesi’nin arkasında yer alan ve yöre halkı tarafından deveye binmiş bir geline benzetilen Gelin Kayası’nı da listenize eklemelisiniz. Rivayete göre, bir gelin alayının önün eşkıyalar keser. Gelin ve damat, Allah’a dua ederler ve gelin devesiyle beraber bir taşa dönüşür, damat da bir güvercin olup uçar gider. Gelinin döktüğü gözyaşlarının suladığı yerde de kırmızı laleler açar. Eğrice’de her yıl Mayıs ayında, bütün tepeyi kaplayan ve Cehrilik Lalesi adı verilen laleler açar. Gökyüzünde de beyaz güvercinler süzülür.
Bunların dışında; Kirazlı Göleti’nin kuzeyindeki yüksekçe bir tepede yer alan, üç ayrı giriş noktası bulunan, içinde irili ufaklı nişler ve kaya mezarları bulunan Roma, Bizans ve Frig dönemlerine tarihlenen Çeşka Yeraltı Şehri’ni; Demir Çağı’nda yaşamış Medler tarafından kurulduğu düşünülen, 7 km’lik sur duvarlarının çevrelediği 2,5 kilometrekarelik bir yerleşime alanına sahip, Orta Anadolu’nun en büyük antik kentlerinden Kerkenes Harabeleri’ni; antik ismi Basilica Therma olan ve döneminin en önemli kaplıca merkezlerinden Sarıkaya Roma Hamamı’nı; Galat kavminin MÖ 3. Yy’da Anadolu’ya gelen Trokme kolu tarafından kurulan Tavium Antik Kenti’ni; Gıyaseddin Keykavus’un yaptırdığı Behramşah Kalesi’ni görmeden Yozgat’tan ayrılmamalısınız.
Yozgat, aynı zamanda kaplıcalarıyla ve doğal güzellikleriyle de ünlü bir şehir. Pek çok hastalığa şifa olan kaynak sularıyla Saraykent Kaplıcaları; Bakanlar Kurulu tarafından Termal Turizm Merkezi ilan edilen Cavlak Boğazlıyan Kaplıcaları ve merkezinde Roma döneminden kalma kalıntılar da bulunan Sarıkaya Kaplıcaları’na mutlaka uğramalı ve huzur dolu bir mola vermelisiniz.
Türkiye’nin ilk milli parkı olduğundan yukarıda bahsettiğimiz Yozgat Çamlığı Milli Parkı, içinde barındırdığı yaklaşık 500 yıllık Karaçamları, sahip olduğu 30 endemik bitki türü ve Amerika’ya has Beyaz Kartalın, Altın Kartallar olarak görüldüğü, mutlaka görmeniz gereken bir doğa şaheseri. Ayrıca, Yozgat Fatih Tabiat Parkı’nı; İç Anadolu’nun tek yekpare ormanı özelliğini taşıyan Akdağmadeni Ormanları’nı; 10 kilometre uzunluğuyla size görsel bir şölen sunacak Kazankaya Kanyonu’nu ve elbette, temiz havasıyla başınızı döndürecek, başta Bozok, Hisarbeyli ve Kadıpınarı olmak üzere Yozgat’ın yaylalarını mutlaka gezmelisiniz.
Pek çok uygarlığa ev sahipliği yapan Yozgat’ın yöresel yemeklerini de mutlaka denemelisiniz. Bu lezzet şölenine, tecrübe ve el yatkınlığı olmadan pişirilemeyecek ünlü Testi Kebabıyla başlayabilirsiniz. Testi Kebabı; odun fırınlarda pişirildikten sonra testinin boğum yerinin çekiçle kırılmasıyla yemeye hazır hale geliyor. Sadece bu değil tabii ki. Bulama Çorbası, İncir Uyutması, Düğürcük Çorbası, Mayalı Bazlama, Pezzik Cacığı ve Çapçup Mantı, ilk aklan gelen lezzetler.
YAPMADAN GİTMEYİN
- Türkiye’nin tam ortasındaki Yozgat’ın da tam ortasında bulunan Yozgat Saat Kulesi’ni mutlaka görmelisiniz.
- Karslıoğlu Konağı’na uğradıktan sonra, Yozgat Müzesi’ni gezmelisiniz.
- Yozgat Çamlığı Milli Parkı’nda, Akdağmadeni Ormanları’nda ve Bozok Yaylası’nda doğa yürüyüşleri yapıp, nefesinizi tazelemelisiniz.
- Kazankaya Kanyonu’nun muhteşem manzarasının keyfini çıkartmalısınız.
- Saraykent, Cavlak Boğazlıyan ve Sarıkaya Kaplıcaları’nda sağlık dolu bir mola vermelisiniz.
- Yozgat’ın ünlü Testi Kebabının tadına mutlaka bakmalısınız.
ShowMore