GELDİM, GÖRDÜM, GEZDİM: TOKAT
Rivayet odur ki ünlü Roma imparatoru Jül Sezar, o meşhur sözünü burada, tam da Tokat’ta söylemiştir: Veni, vidi, vici. Yani; geldim, gördüm, yendim.
Jül Sezar’ın bile bizzat gelip gördüğü, tarihi savaşlara sahne olan, içinden Yeşilırmak’ın salınarak geçip gittiği Tokat’ı, sadece bu söz üzerine bile mutlaka gidip görmek gerek herhalde.
İster İstanbul, Ankara ve İzmir’den direkt uçuşlarla, isterseniz de karayoluyla kolayca ulaşabileceğiniz Tokat’ta; her türlü lükse sahip olabileceğiniz 5 yıldızlı Tokat merkez otellerinde ya da Osmanlı mimarisinden izler taşıyan, konforlu ve aile dostu Tokat otellerinde konaklayabilirsiniz.
Tokat otel fiyatları, sahip oldukları rahatlığa ve lükse karşın, son derece ekonomik fiyatlarıyla bütçenizi yormayacaktır.
TOKAT’TA NE YAPILIR
Tokat’a geldiğinizde herhalde ilk yapmanız gereken, 900 Adımda 900 Sene turlarına katılmak olmalı. Tokat’taki önemli tarihi ve turistik yerleri topluca görmenizi sağlayacak bu tur, toplamda 27 duraktan oluşuyor.
Turdaki her durağı görmek isteyebilirsiniz ama yine de Tokat Müzesi’ni, muhteşem bir Osmanlı eseri olan Taşhan’ı, Atatürk’ün şehri ziyaret ettiğinde kaldığı ve bugün müze olarak kullanılan Atatürk Evi’ni, Latifoğlu Konağı’nı, Ulu Cami’yi ve kuş evlerini, Saat Kulesi ve Mevlevihane’yi öncelikli olarak görmeniz gerektiğini söyleyelim.
Ardından; 3.4 milyon yaşında olduğu tahmin edilen, 680 metre uzunluğundaki Ballıca Mağaraları’nı gezmeyi unutmayın. Mağaranın içerisindeki hava, soluduğumuz havadan dört kat fazla oksijen içeriyor ve bu özelliğiyle, astım hastalarına iyi geldiği düşünülmekte. Milyonlarca yılda oluşan sarkıt ve dikitleriyle toplam 8 salondan oluşan Ballıca Mağaraları, 2019 yılında, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne girmeyi başarmış.
III. Vlad’ın ya da hepimizin bildiği adıyla Drakula’nın, Çardak-ı Bedevi denilen zindanlarında tutsaklık çektiği Tokat Kalesi’ni de ziyaret etmeyi sakın unutmayın.
Ayrıca; şehrin simge yapılarından, Selçuklu dönemine ait Hıdırlık Köprüsü’nü; Osmanlı döneminde Bimarhane ve şifahane olarak kullanılmış Gökmedrese’yi ve şehrin sembol isimlerinden Gazi Osman Paşa’nın adını taşıyan Gazi Osman Paşa Plevne Müzesi’ni de listenize eklemelisiniz.
Eh, bu kadar gezip tozduktan sonra Tokat’ın yemeklerinin tadına bakmak gerekiyor artık. Tokat denilince ilk akla gelen yemek de tabii ki meşhur Tokat Kebabı. Közde pişirilen bol sebzeli bu müthiş lezzeti mutlaka denemelisiniz. Hızınızı alamazsanız; Yoğurtmaç, Cevizli Bat, Gendime Çorbası veya Cızlak’la devam edebilirsiniz. Vakit bulursanız, bir de Hacivat Köftecisi’ne uğrayın deriz. Hem lezzetli köftesini tadıp hem de Karagöz Hacivat izleyerek kendinize ve ailenize farklı bir deneyim hediye etmiş olursunuz.
Tokat’ın muhteşem lezzetlerinden zor da olsa ayrılabilirseniz, Kaz Gölü’nü görmeye gidebilirsiniz. Eskiden bir bataklık olan Kaz Gölü, yakın zamanda yapılan peyzaj çalışmasıyla, 108 kuş türüne ev sahipliği yapan bir doğa harikasına dönüştürülmüş. Kaz Gölü’nden sonra, İpek Yolu üzerinde bulunan ve 1237’de inşa edilmiş olan Mahperi Hatun Kervansarayı’nı da görmeyi unutmayın.
Tarihi Sulusokak’ta bulunan, Tokat’ın ünlü sofra bezi ve yazmalarının hem nasıl yapıldığını görebileceğiniz hem de hediyelik olarak satın alabileceğiniz Yazmacılar Hanı’na ve Tokat’ın meşhur asma yaprağını da alabileceğiniz Tokat Çarşısı’na da mutlaka uğrayın. Nihayetinde de, 1277 tarihli Pervane Hamamı başta olmak üzere Tokat’ın tarihi hamamlarının da keyfini çıkartmayı unutmayın.
YAPMADAN GİTMEYİN
- Tokat’ın tarihi ve doğal güzelliklerini bir çırpıda görebileceğiniz 900 Adımda 900 Sene turlarına katılın.
- Astım hastalarına iyi geldiği söylenen, milyonlarca yılda oluşmuş muhteşem Ballıca Mağaraları’nı görün.
- Drakula’nın zindanlarında tutsak edildiği Tokat Kalesi’ni görmeden ayrılmayın.
- Meşhur Tokat Kebabını ve Tokat’ın diğer geleneksel lezzetlerini mutlaka deneyin.
- Mahperi Hatun Kervansarayı’nı gezin.
- Tokat Müzesi’ni ziyaret edin.
- Tokat’ın yüzlerce yıllık tarihi hamamlarının keyfini çıkartın.
Daha Fazla Göster