Sakinlik ve Huzur: Karaburun
Romalı şair Ovidius, Tanrıça Athena’nın, ilk zeytini, antik çağlardaki adı Mimas olan Karaburun’da yetiştirdiğini söyler. Homeros’un ünlü eseri Oddysea’da da, bugünkü adı Bozdağ olan Mimas Dağı; “Rüzgarlı Mimas” olarak geçer. Mimas adı da, mitolojik tanrılarla savaşan devlerden biri olan Mimas’ın, üzerine erimiş demir, çelik ve bakır ile dövülerek öldürülmesi ve bu dağların altına gömülmesinin anlatıldığı hikayeden gelir.
Mitolojik çağların efsanelerine kaynaklık eden Karaburun, İzmir’e 100 km uzaklıkta, İzmir’in en küçük ama en huzurlu ilçesi belki de. Ege’nin gizli kalmış, büyük şehrin gürültüsünden kaçarak nefes alabileceğiniz Karaburun’da; butik İzmir Karaburun otellerinde huzur dolu bir tatil geçirebilirsiniz. İzmir Karaburun otel fiyatları; sundukları konfora ve rahatlığa karşın, her bütçeye uygun ekonomik seçenekler sunmaktadır. Sitemizden İzmir Karaburun otellerini inceleyebilirsiniz.
Karaburun’da Nereye Gidilir, Ne Yapılır, Ne Yenir?
Efsaneye göre; tanrılar diyarı Mimas’da doğan Narcissus, çok yakışıklıdır ama kendisini beğenen herkese yüz çevirir. Zeus’un kızı Ekho’nun aşkını da karşılıksız bırakır. Buna çok üzülen Ekho, günden güne eriyerek ölür. Sesi, dağlarda gezinir ve bugün “eko” dediğimiz yankılara dönüşür. Zeus buna çok sinirlenir ve Narcissus’u lanetler. Sudaki aksini görüp kendisine aşık olan Narcissus yemeden içmeden kesilir ve bir pınarın başında ölür. Vücudu da nergis çiçeğine dönüşür. Bu mitolojik hikayenin, Mordoğan’a 3 km mesafede bulunan Dilek Pınarı’nda geçtiğine inanılır. Ziyarete gelenleri, küçük bir su kaynağı ve dilek ağaçları karşılıyor. Belki siz de bir dilek dilersiniz.
Karaburun; berrak bir denize ve tüplü ya da tüpsüz dalış için son derece uygun olan muhteşem su altı zenginliklerine sahip. Yaz aylarında dahi her gün esen rüzgarlar, kavurucu sıcakların da görece daha rahat geçirilmesini sağlıyor. Ayrıca şifalı ot açısından da oldukça zengin yarımadanın, 67 farklı türe ev sahipliği yaptığını da hatırlatalım.
Karaburun’a geldiğinizde, önce, ilçenin en hareketli yeri olan Karaburun sahili ve iskelesinde bir soluklanmak isteyebilirsiniz. Sahil ve iskele, küçük bir balıkçı barınağının etrafındaki cadde boyunca uzanan restoranlar ve kafelerden oluşuyor.
Ardından da Karaburun merkeze 20 km uzaklıkta bulunan Mordoğan beldesini ziyaret edebilirsiniz. Adını, enfes güzellikteki gün doğumundan alan Mordoğan’da; Ardıç, Ayıbalığı, Çatalkaya ve Kocakum Plajları’nda denizin ve güneşin keyfini çıkartabilirsiniz.
İzmir körfezinin girişinde ve Karaburun’un en uç noktasında yer alan Sarpıncık Feneri’ni de mutlaka görmelisiniz. Üzerinde bulunduğu burundan; Midilli Adası’nı ve Foça’yı seyredebilirsiniz.
Tabii ki Karaburun’un eşsiz, bakir koylarından da bahsetmemek olmaz. Dolungaz, Kumbükü, Akbük, Olcabük, Eğriliman, Dikencik, Kocadere ve Gerence, bu koylardan sadece birkaçı. Koyların birçoğuna sadece teknelerle ulaşılabildiğini de hatırlatalım. Bunun yanında, Karaburun Merkez’de; ikisi mavi bayraklı dört plaj da bulunmakta.
Karaburun, ayrıca tarihi güzellikleriyle de görülmeye değer. Kösedere Köyü, Boyabağı yakınlarındaki buluntular, MÖ 10. yy’dan, MS 10 yy’a kadar uzanıyor. Büyükada’da Roma dönemine ait kaya mezarları bulunmuş. Hisarcıkaltı mevkiindeki kale kalıntısı da bölgede Doğu Roma İmparatorluğu’nun sonlarında da yerleşim olduğunu kanıtlıyor.
700 yıl önce, Ayşe Kadın isimli bir kızın vasiyeti üzerine inşa edilmiş Ayşe Kadın Camii; Türkiye’de bir eşi olmayan, modeli Kabe’den getirilmiş bir cami. Camiyi yapan usta, Ayşe Kadın’ın çeyizine işlediği çiçek motiflerini caminin kubbesine de işlemiş. Cami içinde, 450 yıl önce ahşaptan yapılan saat hala çalışmakta.
Karaburun ve Foça’ya özgü hurma zeytinin tadına da mutlaka bakmalısınız. Ayrıca, Karaburun’da doğal olarak yetişen lezzetli enginarla yapılan zeytinyağlıları, etlileri ve dolmaları da denemelisiniz. Yapılışı özel ve geleneksel bir bilgi gerektiren Kopanisti Peyniri de yörenin ayrıcalıklı lezzetlerinden. Tabii, efsanelere konu olmuş nergis çiçeği de Karaburun’un sembollerinden.
ShowMore