PİŞMANİYEDEN DAHA FAZLASI: İZMİT
“Yiyen bir kere, yemeyen de bin kere pişman olur” demişler pişmaniye için. İster istemez İzmit denilince, akla ilk gelen de bu pamuk görünümlü tatlı oluyor. Çoğumuzun, İzmit’ten gelip geçerken hediyelik olarak aldığı Pişmaniye ilk kez, Kandıra’da bir şekerci olan Hayri Usta tarafından bulunmuş. 1919 yılında da İbrahim Çınar, bu tatlının yapımını öğrenmiş ve İzmit’te devam etmiş. Yıllar içinde bu hafif tatlı, İzmit’in simgesi haline gelmiş. Hatta 2009’da, 1040 metre çekilen pişmaniyeyle “Dünyanın En Uzun Tatlısı” unvanıyla Guinness Rekorlar Kitabı’na dahi girmiş. 2010’da da coğrafi tescil belgesi almış. Bir rivayete göre; ilk yapıldığı yerin İran olduğu düşünüldüğü için “Peşmek” olarak adlandırılmış ve Türkçe’ye de Pişmaniye olarak geçmiş. Bir diğer rivayete göre de Osmanlıcada yün yapağı anlamına gelen Peşmin kelimesinden türemiş. Adı nereden kaynaklanırsa kaynaklansın Pişmaniye artık dünyaca ünlü bir tatlı. Ama İzmit’in Pişmaniye dışında da tadılacak pek çok lezzeti ve görülecek yeri var, bizden söylemesi.
İstanbul’un hemen dizlerinin dibinde yer alan ve aynı zamanda bir sanayi şehri olan İzmit’te; her türlü konfora sahip İzmit merkez otellerinde konaklayabilirsiniz. Ya da Türkiye’nin önemli kayak merkezlerinden Kartepe’de; Değirmendere, Gölcük, Kandıra ya da Karamürsel gibi ilçelerdeki İzmit otellerinde de kalabilirsiniz. Termal turizm, kongre turizmi, inanç ve yayla turizmi, dağcılık ve su altı sporları için de pek çok seçenek sunan İzmit’te, İzmit otel fiyatları, 5 yıldızlı otellerden pansiyonlara kadar her bütçeye uygun seçenekler sunmaktadır.
İZMİT’TE NEREYE GİDİLİR, NE YAPILIR, NE YENİR
Asya ve Avrupa arasındaki doğal geçiş yolu üzerinde bulunan İzmit, ilk olarak bugün bulunduğu yerin güney doğusunda, Megaralı göçmenler tarafından MÖ 712’de, Astakoz adıyla kurulmuş. MÖ 262’de ise bugünkü İzmit’in bulunduğu bölgeye yerleşilmiş ve Bithynia kralı Nikomedes’e atfen şehre Nikomedya adı verilmiş. Şehir, 1331’de Osmanlı egemenliğine geçtikten sonra, önce İznikmid, nihayetinde de İzmid adını almış.
Kocaeli’nin merkez ilçesi olan İzmit’e trenle geldiğinizde, sizi tarihi tren garı karşılayacak. Alman mimar Otto Ritter’in çizdiği bu neo-klasik yapının bulunduğu kompleks içerisinde yer alan İzmit Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde; Paleolitik, Helenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemine ait eserler sergileniyor.
İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda, 1946’da ABD tarafından yapılan USA Everson adlı gemi, Kore ve Vietnam savaşlarına katıldıktan sonra 1973’te Türkiye tarafından satın alınmış ve TCG Gayret adı verilmiş. Bu gemi bugün, İzmit Garı önünde demirli durmakta ve içinde, denizcilikle ilgili müze ve gösterim merkezleri bulunmakta. Gayret Gemi Müzesi’ne de bir uğrayın deriz.
Dünyanın en büyük kent parklarından olan 580 dönümlük Seka Park içinde; marina iskelesi, kağıt müzesi, kent müzesi, dinlenme sahaları, denize inen merdivenler, ışık kuleleri ve deniz gözetleme kulesi bulunuyor. Seka Park’a kadar gelmişken, 300 yıl kadar önce İzmit’te yaşamış olan Macar Kralı Thokoly Imre’nin temsili mezarının da bulunduğu Thokoly Imre Evi’ni ve müzesini de görmeden olmaz.
1902’de, 2. Abdülhamid’in tahta çıkışının 25. yılı anısına yaptırılan İzmit Saat Kulesi; kurşun kaplı çatısı ve kendine has uzun külahıyla, İzmit’in sembol yapılarından. Kulenin hemen yanında da İzmit Sarayı, Kasrı Hümayun, diğer adıyla Sultan Abdülaziz’in Av Köşkü bulunur. 19. yy’da, Sultan Abdülaziz tarafından hassa mimarı Garabet Amira Balyan’a yaptırılan Kasr-ı Hümayun’un, iki katlı barok tarzda yapılmış cephesi, mermer sütunlarla çevrili. Yeterince aydınlatma sağlamak amacıyla ince, uzun ve yuvarlak formda düzenlenen kemerli pencereleri, çarpıcı güzellikteki mermer işçiliği ve tavan süslemeleriyle Kasr-ı Hümayun, İzmit ziyaretinizi en önemli duraklarından birisi olmalı. Binanın bir diğer önemi ise, Atatürk’ün, Büyük Zafer’den önce Kocaeli Grubu’nu denetlemek üzere geldiği İzmit’te, yerli yabancı gazetecilerle yaptığı basın toplantısını burada yapmış olmasıdır.
16. yy’ın başında yapılmış olan ve aynı yüzyıl içinde Mimar Sinan tarafından onarımdan geçirilen Abdusselam İmaret Camii; 18. yy’da inşa edildiği düşünülen Yeni Hamam; 19. yüzyıl mimarisi ve kent dokusunun özelliklerini görebileceğiniz nadir sokaklardan olan Kapanca Sokak; 1827’de yapılmış olan ve kitabesinde, “içi sevinç içinde olanlar, bu çeşmeden su için ve bitkilerinizi sulayın” yazan Zeliha Kadın Çeşmesi; müştemilatı, Fransa’dan özel olarak getirtilen tuğlalarla örülen ve iç mekan duvar bezemeleri, Dolmabahçe Sarayı’nın restorasyonu için gelen ressamlar tarafından tezyin edilmiş Selim Sırrı PaşaKonağı; Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman Paşa tarafından yaptırılan Süleyman Paşa Hamamı; İzmit’e hakim tepelerden birinde konuşlanmış olan, UNESCO tarafından korunması gerekli kültür varlığı olarak tanımlanan ve Bizantion, Bizans ve Osmanlı dönemlerinin ortak eseri olan Karaburç; İzmit’in fethinden hemen sonra inşa edilen Orhan Camii ve şehir merkezindeki Pertev Mehmet Paşa Külliyesi, İzmit’in mutlaka görülmesi gereken yerlerinden.
Tabii İzmit’e gelince, Maşukiye’nin yemyeşil doğasında huzur bulmadan dönmek olmaz. Maşukiye, adını aşık anlamına gelen “Maşuk”tan almış. Uzun bir süre boyunca, bir nevi balayı rotası olarak kullanılınca da “buraya gelen aşık olur” denilmeye başlanmış ve Aşıklar Şehri olarak da adlandırılmış. Dört mevsimde de ayrı güzellikler sunan Maşukiye’nin ünlü serpme kahvaltısını denedikten sonra, Kirazlı ya da Kuzu Yaylaları başta olmak üzere Maşukiye’nin çok sayıda yaylasında doğa yürüyüşleri yapabilir; Sapanca Gölü’nde deniz bisikleti ya da kanoyla gezebilirsiniz. Eğer kış mevsiminde gelirseniz, Maşükiye’ye 16 km mesafede bulunan ve 1601 metrelik yüksekliğiyle Marmara Bölgesi’nin ikinci büyük dağı olan Kartepe’de kayak yapmadan da dönmeyin.
YAPMADAN GİTMEYİN
- Tarihi İzmit Tren Garı’ndan başlayarak, İzmit’teki yakın tarihimizin sembol binalarını mutlaka ziyaret edin.
- İzmit Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’ni ve 25 yıl Türk donanmasının hizmetinde olduktan sonra bugün müze olarak kullanılan Gayret Gemi Müzesi’ne mutlaka uğrayın.
- Dünyanın en büyük kent parklarından olan Seka Park’ta, hem dinlenin, hem müzelerini gezin hem de sayısız aktivite olanaklarından faydalanın.
- Maşukiye’nin huzur dolu doğasında serpme kahvaltının ya da alabalığın tadına bakın. İsterseniz paintball oynayabilir ya da ATV’yle turlayabilirsiniz.
- Bir doğa hazinesi olan Sapanca Gölü’nde doğa yürüyüşleri yapın.
- Yılın altı ayı kayak yapabileceğiniz Kartepe’ye mutlaka uğrayın.
- Nihayetinde de, İzmit’le özdeşlemiş pişmaniyeden almadan dönmeyin.
Daha Fazla Göster