NUH’UN BEREKETLİ TOPRAKLARI: IĞDIR
Türkiye’nin doğu sınırında, Aras Dağları’nı geçtikten sonra, Nuh’un bereketli toprakları denilen yemyeşil ovaları göreceksiniz. Başınızı kaldırdığınızda da muhteşem Ağrı Dağı, bütün heybetiyle dikilecek karşınıza. Efsaneleriyle dilden dile dolanan ve Nuh’un Gemisi’ne liman olmuş Ağrı Dağı’nın gölgesinde de, insanlık tarihi kadar eski medeniyetlere beşiklik etmiş Iğdır’ı bulacaksınız.
Üç devletle sınırı olan tek il olan, uçakla Kars’a indikten sonra karayoluyla kolayca ulaşabileceğiniz Iğdır’da, size pek çok farklı seçenek sunan 4 ya da 5 yıldızlı Iğdır merkez otellerinde konaklayabilirsiniz. Iğdır otelleri, geniş ve ferah dekorasyonları, şehir ve doğa manzaralı odaları, geleneksel Iğdır mutfağının lezzetlerini deneyebileceğiniz restoranlarıyla, size konforlu bir tatil vaat ediyor. Iğdır otel fiyatları ise, otellerin sunduğu konfora göre lüks seçeneklerden, her bütçeye uygun ekonomik fiyatlara kadar değişkenlik göstermekte.
IĞDIR’DA NEREYE GİDİLİR, NE YAPILIR, NE YENİR
Ermenistan, Azerbaycan ve İran ile sınır komşusu olan Iğdır’ın adının, Oğuz Han’ın altı oğlundan bir olan Deniz Han’ın en büyük oğlu İğdir Bey’den geldiği düşünülmekte. Aynı zamanda pek çok kalesiyle de bir kaleler şehri olan Iğdır’a geldiğinizde, ılıman iklimi nedeniyle Iğdır’a gelen leylekleri ifade eden İki Leylek Heykeli ilk gözünüze çarpan yapı olacak.
Büyük Ağrı Dağı’nın eteklerinde bulunan ve tarihi 1064’ten önceye dayanan Iğdır Kalesi başta olmak üzere; çoğu İpek Yolu üzerinde savunma amaçlı inşa edilmiş; Karakale, Suveren Kalesi, Alikoçek Kalesi, Kızılkule Kalesi, Güngörmez Kalesi ve Gedikli Kalesi, kaleler şehri Iğdır’ın mutlaka görülmesi gereken tarihi yapıları arasında.
Iğdır il merkezine 2 km mesafede bulunan bir ovadan başlayıp İrem Bağları’nın içinden geçerek Ağrı Dağı’na kadar uzanan Nuh’un İzinde Gezi Parkuru, ailece katılabileceğiniz ve bu kadim coğrafyanın efsanelerinin izini sürebileceğiniz son derece özel bir tur. Bu parkurda bulunan, Melekli beldesindeki İrem Bağları; Adem ve Havva’nın da yaşadığı rivayet edilen, Nuh’un gemisi Ağrı Dağı’na oturduktan sonra, gemideki insanların dünyaya yayılmaya başladığı yer olarak, kutsal kitaplarda da geçmekte. Doğanın bin bir farklı tonuna rastlayabileceğiniz, Hz. Nuh zamanından kaldığına inanılan tarihi üzüm ağaçları, yöreye özgü Şalak Kavunu ve pek çok vahşi hayvan türüne ev sahipliği yapan bu yemyeşil vadiyi görmeden Iğdır’dan ayrılmamalısınız.
Iğdır Ovası’ndaki hemen hemen bütün eski mezarlıklarda bulunan ve Selçuklu, Akkoyunlu ve Karakoyunlular döneminden kalan Koç Başlı Mezarlar, Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar uzanan bir geleneğin sembolleri. Koç heykelleri üzerindeki figürler, zamanında, okuma yazma bilmeyen kişiler için mezarda yatan kişi hakkında bilgi vermek için yapılmış. Bu anıt mezarları ziyaret edip, mezarda kimin yattığını tahmin etmeye çalışmak, meraklı ziyaretçiler için cezbedici olsa gerek.
Ayrıca; Sürmeli Çukuru’nun en eski yerleşim merkezlerinden olan Karakale Ören Yeri’ni; 12. Yy’da Surmari Emiri Şerafettin Ejder tarafından yaptırılan ve bölgedeki ayakta kalan en eski Türk eserlerinden olan Iğdır Ejder Kervansarayı’nı; üzerindeki yazılar hala çözümlenmeye çalışılan Çakırtaş Köyü Selçuklu Kümbeti’ni; dağ bisikleti turları ve atlı geziler için de uygun olan Kültepe’yi; 2200 yıl önce, Artaksiyaslılar tarafından ibadet yeri olarak kullanılmış Ahura Ören Yeri’ni ve ayrı düşen bölge halklarının göz yaşlarıyla oluştuğuna inanılan Aras Nehri’ni de mutlaka görülecekler listenize eklemelisiniz. Tabii yılanların şahı Şahmeran’ın yaşadığına inanılan Şahmaran Tepesi ve Mağarası’nı da unutmayın.
Iğdır il merkezinden 35 km uzaklıkta olan ve ülkemizin 2200 metreyle en yüksek ve en eski ormanına da sahip Korhan Yaylası, milyonlarca yılda oluşmuş doğal güzellikleriyle ve meteor çukurlarıyla, size görsel bir ziyafet sunacak. Iğdır’ın Tuzluca ilçesinde bulunan, son yıllarda ünü giderek artan ve kırmızı, kahverengi, boz ve sarı renk cümbüşüyle göz kamaştıran Gökkuşağı Tepeleri’ni de bu görsel ziyafete eklemek gerekiyor.
Efsaneleriyle, tarih ve doğa zenginlikleriyle, buraya sığdıramadığımız daha nice görülmesi gereken yere sahip Iğdır’ın lezzetli yemeklerini de tatmadan dönmek olmaz. Kelecoş ya da Hörre çorbasından sonra; dövme taşında tokmakla dövülen etten yapılan Taş Köfte; Tavuk Şorva; Tandır Şiş; yöresel bir ot olan sebziyle pişirilen Ekşili ya da Cızdık’la başladığınız ziyafetinize; Fetir, Omaç Helvası ya da Kavut’la tatlı bir nokta koyabilirsiniz.
YAPMADAN GİTMEYİN
- Nuh’un Gemisi’ne liman olmuş Ağrı Dağı’nı ve Adem ve Havva’nın yaşadığına inanılan İrem Bağları’nı mutlaka görmelisiniz.
- Türkiye’nin en yüksek rakımlı ve en eski ormanının da bulunduğu Korhan Yaylası’nı ve renk cümbüşüyle gözlerinizi kamaştıracak Gökkuşağı Tepeleri’ni ziyaret etmelisiniz.
- Yılanlar şahı Şahmeran’ın yaşadığına inanılan Şahmaran Tepesi ve Mağarası’nda, Şahmeran’ın yöre halkından birine olan aşkının izlerini sürmelisiniz.
- Kaleler şehri olan Iğdır’ın kalelerini gezmelisiniz.
- Başta Taş Köfte olmak üzere, Iğdır’ın geleneksel lezzetlerini mutlaka denemelisiniz.
ShowMore