ANADOLU’YU KEŞFEDİN
Hep deriz ya; dünyayı geziyoruz ama kendi ülkemizin güzelliklerini bilmiyoruz diye. Gerçekten de Anadolu, adımınızı attığınız her yerinden tarih ve kültürel zenginlik fışkıran, dört mevsimin aynı anda yaşandığı doğal güzellikleriyle aklınızı başından alan, Nazım Hikmet’in deyimiyle “Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan”, kadim bir coğrafya. Belki de işte tam da bu yüzden, alışılageldik tatillere bir alternatif olarak, artık kendi memleketimizi, yani Anadolu’yu keşfetmemizin vakti geldi.
DOĞU ANADOLU’NUN YÜKSELEN YILDIZI ELAZIĞ
1937’de şehre gelen Atatürk’ün teklifiyle “Azık İli” anlamına gelen bugünkü adına kavuşan Elazığ; tarihi MÖ 2000’lere kadar dayanan, adeta bir açık hava müzesi görünümündeki tarihi şehir Harput ile, su sporları ve mesire alanlarıyla çekim merkezi haline gelen, Hazar Baba ve Mastar Dağları arasına sıkışmış tektonik bir göl olan Hazar Gölü ve Türkiye’nin en büyük yapay gölü Keban Baraj Gölü’yle, bir doğa harikası olan Buzluk Mağarası’yla, ünlü kaplıcaları, yöresel yemekleri, zengin kültürü ve doğal güzellikleriyle, belki de Anadolu’yu keşfe başlamak için ideal bir şehir.
Hem yaz hem de kış tatili için, tüm yıl boyunca açık olan Elazığ merkez otellerinde kalabileceğiniz gibi, daha huzurlu ve sakin bir seçenek olarak, Hazar Gölü’nün kıyısında yer alan Elazığ otellerinde de konaklayabilirsiniz. Elazığ otel fiyatları, beş yıldızlı otellerden butik otellere kadar, her bütçeye ve zevke göre uygun seçenekler sunmaktadır.
ELAZIĞ’DA NE YAPILIR
Doğu Anadolu’nun en büyük havaalanına sahip olan ve bölgenin adeta ulaşım merkezi konumundaki Elazığ, hem yaz hem de kış mevsimleri için farklı olanaklara sahip.
Eğer kış tatilini seviyorsanız, Sivrice ilçesinin güneyinde yer alan Hazar Baba Dağı’nda, 1850 metre rakımda kar motoruyla gezip kayak ya da snowboard yaptıktan sonra, Hazar Gölü manzarasına karşı yöreye özgü Çedene Kahvenizi yudumlayabilir, ardından, tarihi Harput evlerinde, soba olarak kullanılan kürsünün etrafına oturup, UNESCO Somut Olmayan Kültür Mirası Listesi’ndeki Kürsübaşı Sohbetleri’ne katılabilirsiniz.
Termal turizmin oldukça gelişmiş olduğu Elazığ’da, pek çok hastalığa iyi gelen şifalı sularıyla ünlü Ağın ve Karakoçan Kolan Kaplıcalarını ziyaret edebilir, kendinize sağlıklı bir mola verebilirsiniz.
Elazığ’a yaz mevsiminde gitmeyi tercih ederseniz; Doğu Anadolu’nun en güzel manzaralarından birisini sunan Hazar Gölü’nü mutlaka ziyaret etmelisiniz. Hazar Gölü’nün, Ege ve Akdeniz sahillerini aratmayan plajlarında serinleyebilir, su sporları yapabilir, hatta paraşütle dahi atlayabilir ve Murat Nehri’nde rafting yapabilirsiniz.
Elazığ için, aynı zamanda bir festivaller şehridir demek de yanlış olmaz. Çayda Çıra Film Festivali’nde ödüllü filmler ve belgeselleri izleyebilir, Hazar Şiir Akşamları’nda şiir ve yerel müziğe doyabilirsiniz. Yerel lezzetlere meraklıysanız, ünlü sanatçıların verdiği konserleri de izleyebileceğiniz Ağın Leblebi, Dut ve Pekmez Festivali sizin için bulunmaz bir nimet olacaktır. Yeri gelmişken; Türkiye’nin en zengin mutfaklarından birisine sahip Elazığ mutfağı da yüzlerce çeşidiyle midenizi bayram ettirecek, bizden demesi.
Harput Köfte, Kömbe, Elazığ’ın ünlü Orcik ya da Cevizli Sucuğu, Peynirli Ekmek, Tutmaç, Kara Kavurma ve Lobik Çorbası bu zengin mutfaktan ilk akla gelenler.
Tabii ki Elazığ’ın; Hurri, Hitit, Urartu, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden izler taşıyan tarihi dokusundan da bahsetmemek olmaz. Tarihi MÖ 8. Yy’a kadar uzanan, burç ve surları hala ayakta olan ve gizli geçitleriyle merak uyandıran Harput Kalesi, rivayet odur ki kale harcında su yerine süt kullanıldığı için Süt Kalesi adıyla da anılmaktadır.
Harput Kalesi’nden ve Keban Baraj Gölü’nün altından çıkartılan arkeolojik eserleri görmek için ise Elazığ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’ni mutlaka ziyaret etmelisiniz.
YAPMADAN GİTMEYİN
- En sıcak yaz günlerinde bile doğal buz bulabileceğiniz, kış aylarında da sıcak hava akımının oluştuğu ve bu özelliğiyle dünyadaki nadir mağaralardan olan Buzluk Mağarası’nı mutlaka ziyaret edin.
- Çırçır Şelalesi’ni ve Sori Şelalesi’ni mutlaka görün. Çırçır Şelalesi’ndeki kiremitte pişirilen alabalıkların tadına mutlaka bakın.
- 1638’de Sultan 4. Murad tarafından yaptırılan Demirkapı Han ve Kömürhan Köprüsü’nü mutlaka ziyaret edin.
- Kayalıklara gömülü bir şekilde bulunan Meryem Ana Kilisesi’ni, 1157 tarihli ve eğik minaresiyle ünlü, ahşap oymacılığının en nadide örneklerini görebileceğiniz Harput Ulu Camii’ni görmeyi unutmayın.
- Hazar Gölü’nde kamp yapın, su sporları ve paraşütle atlamayı denemeyi unutmayın. Kış mevsiminde gelirseniz, Hazar Baba Dağı’nda kayak yapmayı ihmal etmeyin.
- Yerel ürünler ve hediyelik eşyalar için Kapalı Çarşı’ya mutlaka uğrayın. Yöreye özgü sekiz köşeli şapkadan ve oyalı yazmalardan almadan çıkmayın.
- Harput Kalesi’ne nazır Hünkar Konağı’nda yöresel yemekleri deneyin.
- Harput Kalesi, Elazığ tatilinizin belki de ilk görülmesi gereken yeridir. Ardından, Elazığ’ın zengin tarihini, Keban Baraj Gölü’nün altından çıkarılan arkeolojik eserleri görebileceğiniz Elazığ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’ni mutlaka ziyaret edin. Harput hakkında daha detaylı bilgi almak isterseniz, Şefik Gül Kültür Evi’ni de bu listeye ekleyebilirsiniz.
- Şifalı Ağın ve Karakoçan Kolan Kaplıcalarında kendinize sağlıklı bir mola verin.
ShowMore