KURULUŞ VE KURTULUŞUN BEŞİĞİ: BİLECİK

Bilecik küçük bir şehir ama tarihi açıdan da bir o kadar özel ve büyük bir yer. Beylikten imparatorluğa uzanan sürecin temellerinin atıldığı, Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna tanıklık eden Söğüt bölgesi ve İnönü Savaşları’nın yaşandığı Bozüyük’le Bilecik, kuruluş ve kurtuluşun beşiği unvanını sonuna kadar hak etmektedir.

Osman Gazi’nin Şey Edebali’nin zaviyesini ziyaret ettiğinde, Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu müjdeleyen o meşhur rüyayı gördüğü Bilecik’te, Bilecik merkez otellerinde ailenizle rahatlıkla konaklayabileceğiniz gibi; Söğüt, Pazaryeri ve Bozüyük’teki Bilecik otellerinde de kalabilirsiniz.

Bilecik otel fiyatları, sağladığı konfor ve olanaklar açısından farklılıklar göstermekte ve her bütçeye göre ekonomik seçenekler sunmaktadır.

BİLECİK’TE NEREYE GİDİLİR, NE YAPILIR, NE YENİR

Osman Bey, Şey Edebali’nin Bilecik’teki zaviyesini ziyaret ettiği bir gün, bir rüya görür. Rüyasında, Şey Edebali’nin karnından çıkan bir nur göğsüne girer ve karnından, hızla dallanıp budaklanan haşmetli bir ağacın yükseldiğini görür.

Rüyasını Şeyh Edebali’ye anlattığındaysa Şeyh, asil soyundan nice padişahlar çıkacağını ve cümle devleti bir çatı altında toplayacağını söyleyerek Osmanlı’nın bir beylikten imparatorluğa uzanan geleceğini müjdeler.

Osman Bey’in akıl hocası Şeyh Edebali, Osmanlı Devleti’nin de ilk kadısı ve müftüsü olmuştur. Bugün bilmekteyiz ki Şeyh Edebali’nin söyledikleri bir bir gerçekleşmiştir. 1326 yılında vefat eden Şey Edebali’nin, Orhan Gazi tarafından yaptırılan türbesi, belki de Bilecik’te ilk ziyaret edilmesi gereken yerdir.

İçinde, Mal Hatun ve yakınlarının sandukalarının da bulunduğu bu türbe, eski Bilecik şehrinin kurulduğu vadiye bakan küçük bir tepede bulunmaktadır. Türbe ziyareti sırasında, Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu ve sonrasını anlatan kısa filmleri izleyebilir, çevredeki otantik yörük çadırlarında yemek yiyebilirsiniz.

Tarihi MÖ 3000’lere kadar uzanan Bilecik’te, Osmanlı Devleti’nin izlerinden başka antik çağlardan da pek çok kalıntı bulunmaktadır. Gezip görmeye bir günün yetmeyeceği Bilecik’te; ahşap işçiliğiyle dikkat çeken Söğüt Ertuğrul Gazi Müzesi’ni; 17. Yy’da Kanuni Sultan Süleyman’ın veziri Rüstem Paşa tarafından yaptırılan Köprülü Mehmet Paşa Kervansarayı’nı; Osman Gazi’nin 13. Yy’ın sonlarında yaptırdığı Ertuğrul Gazi Türbesi’ni ve tabii ki I. ve II. İnönü Savaşları’nın sembolü olan İnönü Şehitliği’ni mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Bilecik’in tarihi kadar doğal güzellikleri de görülmeye değerdir. Yüzölüçümünün % 47’sini ormanlar, akarsular, göletler, vadiler ve yaylalar oluşturur. Bilecik’ten sadece 20 dakika uzaklıkta, ormanlık alanda bulunan Pelitözü Göleti’nde piknik yapıp yürüyüşe çıkarak temiz havanın keyfini çıkarabilirsiniz. 1700 metre yükseklikte, köknar, karaçam, kayın ve ardıç ağaçlarının egemen olduğu 90 hektarlık alanda bulunan Kömürsu Yaylası, doğa yürüyüşleri için idealdir. Doğa sporlarını seviyorsanız, mağaraları ve şelaleleriyle 4 km uzunluğundaki Harmankaya Kanyonu’nu da mutlaka görmek isteyeceksiniz.

Aynı zamanda Yörük Bayramı olarak da bilinen ve Eylül ayında yapılan Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Söğüt Şenlikleri; Türkiye’nin dört bir yanından gelen yörüklerin geleneksel hayatını görebileceğiniz, Cirit oyunlarını izleyebileceğiniz ve yöresel lezzetleri deneyebileceğiniz doyurucu bir etkinlik olarak öne çıkmaktadır.

Bol yağış alan verimli topraklarının bir sonucu olarak, Bilecik mutfağı da oldukça zengindir. Ocağın yeni sönmüş ateşinde, küllerin içine gömülerek pişirilen yöreye özgü Kömme Ekmeği, Bıldırcın Kebabı, Nohutlu Mantı, dağ erikli Kesme Aşı Çorbası, Ovmaç Çorbası ve Pancar Pekmezi, mutlaka denemeniz gereken yöresel lezzetlerdir.

YAPMADAN GİTMEYİN

-      Osmanlı Devleti’nin kuruluşunun müjdelendiği toprakları, başta Söğüt olmak üzere, Şey Edebali Türbesi’ni ve Ertuğrul Gazi Türbesi’ni mutlaka ziyaret edin.

-      Kurtuluş Savaşı’nın en çetin muharebelerinden İnönü Savaşları’nın yapıldığı yerleri ve İnönü Şehitliği’ni görmeyi ihmal etmeyin.

-      Harmankaya Kanyonu’nda doğa yürüyüşlerine katılın, mağaraları keşfedin ve şelalelerin sesini dinleyin.

-      Dağ Eriği Ekşili Çorbasını, Bıldırcın Kebabını, Nohutlu Mantısını ve Büzme Tatlısını mutlaka deneyin.

-      Kınık Köyü’ne mutlaka uğrayın. Geleneksel tarzda yapılan çömleklerinden, ahşap oymalarından ve dokumalarından almadan gitmeyin.