Başkent Ankara’da gezilmesi gereken yerler arasında ilk 3’te sıralayabileceğimiz yerlerden biri olan Ankara Kale adeta bir kartal yuvası gibi dik yamaçlar sırasınca inşa edilmiş bir tepenin doruk noktasında yer almaktadır. Eskiden Hatip, Çubuk ve İncesu akarsuları bu noktada birleşir, ortasında yer alan bu kale ise; hem güvenlik hem görüş açısı olarak çok avantajlı bir noktadadır.
Kalenin Tarihi
Yapılan araştırmalar neticesinde kalenin ilk inşa yılı döneminin bölgede yaşayan Galatlara denk düştüğü görülmektedir. Galatlar, Ankara’da şu ana dek bilinen en eski yani ilk yerleşik hayata geçen gruptur, bu sebeple Ankara o dönemlerde “Galatlar” olarak anılmaktaydı. Avrupa üzerinden geçerek sırasıyla Balkanlarda, sonrasında İstanbul’da yaşamışlardır. Yine rivayetlere göre Galata Kulesi ismini bu gruptan almaktadır. Ve hatta Ankara gezi rotası yapmış ve gezmişseniz, denizi olmayan bu şehirde neden Panora alışveriş merkezinde büyük bir çıpa var diye düşünmüş olabilirsiniz. O çıpa Balkanlardan gedikten sonra Pontus-Mısır savaşında Pontusluların yanında yer alarak Mısırlıları hezimete uğratan Galatlıların bir Mısır gemisinden aldıkları ganimettir. Çünkü Ankara ve yöresi Pontus Kralı tarafından Galatlılara savaş ettikleri yardımın karşılığı olarak verilmiştir. Bu anıyı geleceğe taşımak amacıyla Galatlılar çapayı buraya kadar getirmişlerdir.
Tarih bazı gizemleri kendine saklıyor bugün hala. Örneğin Galatlılardan sonra bilinmeyen karanlık bir süreç var. Sonra bölgede Frig yerleşimcilerine ait izler bulunuyor. Ege bölgesi kadar katmanlı olmasa da Ankara Kale gezisi size pek çok katmandan çıkarılmış, pek çok arkeolojik eser sunacaktır. Bulunan anlatılara ve kitabelere göre Frigya’nın meşhur kralı Midas gördüğü rüyada boş bir alan üzerinde bir gemi çıpası vardır. Bu rüyaya istinaden o gemi çıpasının olduğu yere şehrin kurulmasını ister. Bunun üzerinde yaptıkları araştırmalarla bölgeye ulaşıp, burada yaşarlar. yaşama dair izler yine arkeolojik buluntularla ispatlıdır.
Kale Görünümü
Bir tepenin doruk noktasında olmasından mütevellit kuş bakışı açıyla neredeyse tüm alanı tek açıdan görebilme imkanı sunan Ankara Kale, yapımı çok çok eski yıllara dayanıyor olsa da gördüğü tamiratlar ve restorasyonla ile bugünkü görüntüsünün daha çok Bizans ve Selçuklu dönemi eserlerine benzetilmektedir. Kale gördüğü savaşların izlerini halen üzerinde taşımaktadır. Hatta dış kale surları günümüzde yok denebilecek durumdayken, iç kale surları pek çok tarihi döneme ışık tutacak bilgileri vermiştir.
UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine giren Çukur Han yine kale içerisindedir.16. yüzyıldan kalma, Osmanlı döneminde cezaevi olarak da kullanılmıştır. Kale içi yine sit alanı olarak tescillenmiştir. Ankara Kale gezilecek yerleri çok fazla olan neredeyse bir tam gün sürecekmiş gibi gezi planına dahil edilmesi gereken bir yerdir. Oldukça geniş kale içerisinde çarşı, kafe ve Ankara Kale hediyelik eşya dükkanları size çok seçenek sunacaktır.
Ayrıca iç kale kapısının üzerinde görebileceğiniz farsça bir yazıt bulunmaktadır. Bunun tercümesi yapıldığında burada eski bir Türk beyliği olan İlhanlılar’ın yaşadığını ve 1330 yılında bu iç kapının yeniden yapıldığı gibi bilgilere ulaşabilmekteyiz. Bugün üzerinde Türk sancağı gördüğünüz yer kalenin en tepe noktası ve gözlem kulesidir.
Ankara Kale Otelleri
Daha önce gezdiğiniz kalelere oranla oldukça geniş olduğunu söyleyebileceğimiz Ankara Kale içerisinde bugün 600 haneden fazla yerleşim bulunmaktadır. Dik bir yokuş yürüseniz de, o daracık taş sokaklardan geçerken tüm yorgunluğunuzu atacak, sadece fotoğraf çekmeye odaklanacaksınız. Ankara Kale konaklama imkanları hakkında detaylı aramaları hotelforex.com sitemiz üzerinden yapabiliriz. Ankara Kale butik otelleri, pansiyonları ile direkt görüşebilir, hatta fiyat pazarlığı bile yapabilirsiniz.
Daha Fazla Göster