Önce Tanrıların Sonra Tüccarların Meskeni
En parlak dönemlerini Romalılar ile yaşamış, arkeolojik buluntularla 1000'li ve 2000'li yıllara tarihlenen Aksu ilçesi, önemli ticaret yollarının kesiştiği bir yöre olması sebebiyle de büyük önem taşımaktadır. Romalılardan önce, Arzava Krallığı bayrağı altında yerleşik yaşama geçen ve o dönem adı "Pisidia" olarak anılan bölge, Roma döneminde adını "Timbriada" olarak uzun yıllar devam ettirmiş, bu dönemde yörede sikke basılmıştır. Akrotiri Piskoposluğu'na bağlanarak Roma İmparatorluğu'nun bitişi ile birlikte Bizans İmparatorluğunun hükmüne geçen yöre, ulaşım şartlarının zorluklarına rağmen Anadolu Selçuklular Dönemi'nde de Osmanlı Dönemi'nde de ticaretin halen devam ettiği bir bölge olarak yaşamını sürdürmeye devam ediyor. O dönemde "Anamas" olarak anılıyor.
Tarihi kayıtlardan edinilen bilgilere göre bölgeye göç eden Yörüklerin yerli halkı göç etmeye zorlaması sebebiyle yörede değişen yaşam tarzı 1965 yılında adının Aksu olarak değişmesiyle devam ediyor. Yapılan yatırımların az olması ve dışa kapalı ekonomisi ile Aksu ancak 1987 yılında ilçe olabiliyor. İlk çağlardan bu yana yerleşim olduğu görülen Aksu, karasal iklimine rağmen tarıma elverişli topraklara sahip.
Aksu butik otelleri, Aksu aile otelleri size unutulmaz bir tatil sunarken hotelforex.com aracılığıyla onlara ulaşmanızı ve erken rezervasyon fırsatlarından yararlanmanızı bekliyorlar. Tüm bunlara ek olarak hotelforex.com üzerinden Aksu otelleri ile fiyat pazarları yapabilir, işletmeler ile direkt iletişime geçebilirsiniz.
Aksu Gezilecek Yerler Listesi
Tynada: Kuruluş tarihi ve yerlileri hakkında elimizde çok detaylı bilgi olmamasına rağmen yapılan çalışmalar yerleşkenin Helenistik Döneme tarihlendiğini gösteriyor. Yazıtlar, kaya mezarlar, tapınak ve bina kalıntıları, Helenlerin dönemine göre ne kadar yüksek bir teknoloji ile çalıştıklarını örnekleyen kanıtlarla gün yüzüne çıkıyor.
Timbriada: Herhangi bir resmi arkeolojik çalışma yapılmamasına rağmen ilçede bulunan sikkeler ve bu sikkeler üzerinde yürütülen çalışmalarla yöredeki bu yerleşme M.Ö. 1000'li yıllara çağdaş görülüyor. Burada bulunan sikke ve benzeri buluntular ayrıca bazı mezar taşları Isparta Müzesi'nde sergilenmeye devam etmektedir.
Eurymedon: Açık hava tapınağı da diyebileceğimiz, Romalılar döneminde yapılan ve uzun yıllar ibadet yeri olarak işlevini devam ettiren, kente ait zindan mağarasının hemen önünde bulunan tapınak Eurymedon Tanrısı'na diğer adıyla Köprüçay Tanrısı'na adanmıştır. Üç teraslı, taş duvarlarla örülmüş, mağaraya girdiğinizde hemen ilk sağdaki boşlukta, şuan Isparta Müzesi'nde sergilenmeye devam eden Eurymedon Tanrısı'nın heykeli vardır. Bu boşluktan Köprü Çay'a inen merdivenleri kullanarak kutsal alana ulaşacaksınız. Köprü Çay'ı geçmek için tonozdan yapılmış bir köprü yine Roma İmparatorluğu döneminde inşa edilerek güneydeki mezarlığa ulaşmak hedeflenmiştir. Halk arasında Zindan Köprüsü olarak da bilinen bu tek kemerli yuvarlak yapı, insanlık tarihinin engelleri aşmak için aslında doğaya zarar vermeye gerek duymadığı yıllara ait olduğunu kanıtlar nitelikte bir güzelliğe sahip.
Köprü Çay Kanyonu: Aksu keşif rotası yaparken eğer bu ana kadar bizim verdiğimiz sırayla ilerlediyseniz, şimdi Sorgun Yaylası'nı görecek, Aksu Nehri'nin kıyısından devam ederken Zindan Boğazı'na ulaşacaksınız. Kartoz Çayı'nın da sularının katılmasıyla kireç taşlarını delecek bir kinetik enerjiye dönüşen su kuvveti, halk arasında bilinen ismiyle "Öpüşen Kayalar" ı oluşturacaktır. Kanyon'un boylu boyunca her iki tarafında yüksek kayaların zaman zaman birbirine yaklaşarak harika fotoğraflara altyapı oluşturduğu bu görüntü az rastlanır türden olup sizi de kendine hayran bırakacağına eminiz.
Şifa Dolu Bir Hediye
Güller Şehri olarak bilinen Isparta'nın Aksu ilçesinde arıcılık en popüler geçim kaynaklarından biri olduğu için bölgede bulunan türlü gül ve çiçeklerden beslenerek arıların bize sunduğu o güzel ballardan satın alabilir, sevdiklerinize armağan edebilirsiniz.
Daha Fazla Göster